Türkiye’de banka ve bankacılık tarihi. Türkiye’de kurulan ilk banka hangisidir. Türkiye’de banka ve bankacılık sektörünün gelişimi.
Türkiye’de bankacılık etkinlikleri 19. yüzyılın ortalarında başladı. İlk banka 1847’de kurulan ve 1852’de iflas ederek kapanan İstanbul Bankası’dır. Osmanlı döneminde bankacılık yalnız yabancıların ya da azınlıkların uğraştıkları alandı. Bunlar çöküntü durumundaki imparatorluk maliyesine dış ülkelerden borç bulmak, yabancı sermayenin Türkiye’de iş yapmasına aracı olmak, çeşitli işlerle uğraşan kişi ve kuruluşlara kredi açmak gibi etkinliklerde bulunuyorlardı. Bankacılıkla uğraşan bu kişiler Osmanlı İmparatorluğu’na borç bulurken, piyasada yüksek faiz oranları oluşmasına ve imparatorluğun borç yükünün büyük ölçülerde artmasına neden oluyorlardı.
İş alanında kredileri de daha çok kendileri gibi yabancılardan ya da azınlıklardan sağlıyorlardı. İstanbul Bankası’nın kuruluşundan sonra çok sayıda yabancı ve azınlık bankası kuruldu. Bunlardan 1856’da kurulan ve merkezi Londra’da olan Osmanlı Bankası önemli bir yere sahiptir. Osmanlı maliyesinin bozuk olduğu bu yıllarda bir anlaşma yapılarak Osmanlı Bankası “Bank-ı Osmani-i Şahane” adıyla ayrıcalıklı bir kuruluş durumuna getirildi. Bankaya verilen en önemli ayrıcalık banknot çıkarma hakkıydı. Sonraları Fransız sermayesinin de katılımıyla Osmanlı Bankası, Fransız ve İngiliz ortak sermayesine sahip bir kuruluşa dönüştü.
Türkiye’de ilk ulusal bankanın kuruluşu ise ancak 1888’de gerçekleşti. 1863′ te Mithat Paşa “Memleket Sandıkları” ve adı sonra da “Menafi Sandıkları” adı altında iki tarım kredi örgütü kurdu. 1888’de Menafi Sandıklan kaldırılarak yerine Ziraat Bankası kuruldu. 1908’den sonra irili ufaklı birçok ulusal banka kuruldu. En önemlisi 1917′ de kurulan İtibar-ı Milli Bankası’dır.
Ulusal bankacılıktaki gerçek gelişme ise Cumhuriyet döneminde 1924’te İş Bankası’nın kurulmasıyla oldu.
1917′ de kurulan İtibar-ı Milli Bankası ile İş Bankası 1927’de birleşti. Bankacılıkta daha sonraki gelişmeler biri devlet biri özel kesimde olmak üzere iki yönlü oldu. 1944’te tümü özel sermayeli Yapı Kredi Bankası’nın kurulması ile özel sermaye bu konudaki ilk adımını attı. Bunu öteki özel bankaların kuruluşu izledi. 1944-1960 arasına damgasını vuran özel sektör tarafından kurulan bankaların gelişmesi olmakla birlikte özel yasalarla şu bankalar kuruldu: Denizcilik Bankası (1952); Türkiye Vakıflar Bankası (1954), Türkiye Öğretmenler Bankası (1959). Ayrıca Halk Bankası 1957’de İzmir’de Halk Sandığı’nı kurdu. Böylece ülkemizdeki Halk Sandıklarının sayısı üçe çıktı. Aynı dönemde bankacılık alanında dikkati çeken gelişmelerden biri de değişik gereksinimlere yanıt veren yeni finansman kurumlarının oluşturulmasıdır.
Örneğin 1950’de kurulan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, ülkemizde kurulan ilk kalkınma bankasıdır. Bu bankanın amacı Türkiye’de yeni özel sanayinin kurulmasına ve geliştirilmesine yardımcı olmaktır. 1960 sonrası küçük bankaların tasfiyesinin hızlandığı bankalararası birleşme eğilimlerinin arttığı bir dönemi kapsar.
1960 sonrası Türkiye’de banka sayısı 59 iken bu sayı yeni kuruluşlara karşın, 1987’de biri emisyon bankası (T.C. Merkez Bankası), 6’sı kalkınma ve yatırım bankası 23’ü ticaret bankası, 9’u özel yasayla kurulmuş, 17’si yabancı banka olmak üzere 56’ya indi.