Bursa çok etkileyici bir şehir. Osmanlı döneminin her şehri ayrıcalıklı, hepsinde farklı bir hisse kapılıyorsunuz. Bursa çok dingin, tarih kokan sokakları aklınızın alamayacağı kadar huzurlu.
Etrafınızı izlemek başlıbaşına keyif verici. Orhan Gazi, Osman Gazi’nin ve daha nice padişahın yetiştiği, hüküm sürdüğü şehir olunca kültürün ve sanatın şehri olması şaşırtıcı değil tabii ki. Bunun yanında bir de Bursa’da Osmanlı’nın gözbebeği olma özelliğini taşıyor. Bursa geçmişten günümüze kadar önemli bir ticaret şehri aynı zamanda. İlk Osmanlı Başkenti ya da Yeşil Bursa gibi unvanlara sahip Bursa, Türkiye’nin de dördüncü büyük kentidir. Ayrıca Bursa’nın özelliklerinden biri de şüphesiz İpek yolunun sonundaki bir vaha olması.
Bursa’da bulunan camiiler, medreseler, daracık sokaklarında gezinmek bile insanı manevi yönden oldukça etkiliyor. Evliyaları meşhur olan bu güzide şehrin insanları bile sanki tarih öncesinden güzünümüze aksedilmiş bir ruh halinde gözünüze ilişiyor. Soluklanmak için cadde ve çarşılarında muazzam cafe ve restoranlarda mola vermek oldukça dinlendiriyor. Meşhur tatlıları ve yemekleri Osmanlı’dan kalma bir damak lezzetine sahip. Bursa’da pide dilimleri üzerine konulmuş parça paça kuzu etinin üstüne de domates sosu ve yoğurt eklenerek sunulan İskender Kebabının Bursa’dan çıktığını söylerler. Adını da 19. yy’ n sonlarında yaşamış bir usta olan İskender Efendi’den almıştır. Bursa’daki gezimizde Kebapçı İskender’de yediğiniz kebaptan daha iyisi başka yerde yoktur sanırım.
Eşi benzeri olmayan vanilyalı şeker şurubunda kaynatılan kestanelerden yapılan kestane şekeri de ok lezzetli. Bursa’dan ayrılmadan önce mutlaka bir tane de olsa kestane şekeri tadın.
İstanbul’da bulunan dört bin dükkânlı Kapalı Çarşı’nın ufak da olsa bir benzeri, Bursa’nın merkeznde de Kapalı Çarşı’sı bulabilirsiniz.
Aslında bir hamam olarak inşa edilmesine rağmen daha sonra Orta Doğu kültürüne uygun olarak çarşıya dönüştürülen Eski Aynalı Çarşı da oldukça güzel bir yer. Şehrin her ytarafında geleneksel Türk hamamları bulunuyor.
Birçoğu Osmanlı tarzında inşa edilmiş camiiler, Bursa mimarisinin öne çıkan yapılarıdır. Osmanlı Padişahı ikinci Murat için 1426 yılında yapılan Muradiye Cami ve avlusundaki eşsiz çeşmeleri ile 1424 yılı yapımı Yeşil Cami de gözlere bir başka güzellikte hitap ediyor. Yeşil Cami’nin hemen karşısında, yine Osmanlı Padişahı birinci Mehmet’in mezarının bulunduğu Yeşil Türbe var. Selçuklu mimarisinin izini de 1399’arda inşa edilmiş 20 kubbeli ve 2 minareli Ulu Cami’de bulabilirsiniz. Geziniz bounca görmeniz gereken başka öneli bir yer de birinci Osman’ın oğlu ve Osmanlı’nın ikinci sultanı Orhan’ın yattığı Orhan Gazi Türbesi’dir.
Köprülerden 1442’de yapılan Irgandı Köprüsü oldukça ilginç bir yapıya sahip. Osmanlı mimarisinin en sağlam örneklerinden olan bu yapı, restore edildikten sonra günümüzde dükkânlara, atölye ve kafelere ev sahipliği yapıyor.
Bursa’da geçirdiğiniz her an bambaşka duygulara götürecektir sizi he mekanın sonunda, dinlemek için verdiğiniz kısa molalarda Türk kahvenizi yudumlarken ister istemez geçmişin izlerini,anlarını gözünüzün önüne canlandırıyorsunuz. Bursa’yı ziyaret etmek, bu masalsı şehri dolaşmak unutulmayacak keyifli ve duygulu anlar yaşattı. Bir daha yolumu düşmesi dileğiyle Osmanlı imparatorluğunun gözbebeği Bursa’dan ayrılırken bu şehri özleyeceğimi biliyorum ve ilk fırsatta tekrar ziyaret etmeyi umuyorum.